Aile birliği içerisinde tarafların birlikte ikamet ettikleri, evlilik birliğini sürdürdükleri konut müşterek konuttur. Boşanma davası sürecinde müşterek konutta çiftlerin birlikte ikameti, çiftin aynı çatı altında bulunması, evlilik birliğinin sürdüğü ya da diğer eşin affettiği şeklinde yorumlanabileceğinden veya diğer çeşitli sebeplerden dolayı mümkün olamamaktadır. Müşterek konutun eşlerden birine tahsisi boşanma davasının her aşamasında talep edilebilirken, taraflar, müşterek konutu kimin kullanacağına karar veremezse müşterek konutun eşlerden birine tahsisi Mahkemeden istenmektedir. Ayrıca hakim, Medeni Kanunun “Geçici Önlemler” 169. Maddesi gereği, talep aramadan, resen de müşterek konutun eşlerden birine tahsisine karar verebilmektedir. Müşterek konutun tahsisi konusunda hakim eşlerden kadına ya da erkeğe tahsise karar verebilir. Müşterek konutun kime tahsis edileceği somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. Bu konuda herhangi kadın/erkek ayrımı yoktur. Ancak konut tahsis edilen taraf, talebinde samimi değilse ve sırf karşı yanı zarara uğratmak amaçlı, konutu kullanmayacağı halde talepte bulunmuşsa bu durum ispat edildiğinde, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan dürüstlük kuralına aykırı olacağından müşterek konutun diğer eşe tahsisi mümkün olabilir.
Daha FazlasıAvrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) kapsamında yedi temel veri koruma ilkesinden biri olan Veri Minimizasyonu (Data Minimisation), veri gizliliğini desteklemek amacıyla toplanan ve işlenen verilerin, önceden açıkça belirtilen nedenlerle zorunlu olmadıkça tutulmaması, aktarılmaması ve kullanılmaması gerektiğini belirten bir ilkedir. Bir başka deyişle bu ilkeye göre veriler, toplama ve işleme amacına uygun olacak şekilde yeterli, ilgili ve işlendikleri amaçla sınırlı olmak üzere toplanmalı ve işlenmelidir. Örneğin spor salonlarına girişte parmak izinin talep edilmesi hem kanuna, hem de veri minimizasyonu ilkesine aykırı olacaktır çünkü spor salonları parmak izinin alınmasını gerektirecek şekilde yoğun güvenlik gerektiren ortamlardan değildir. Bu noktada, ölçülülüğü sağlamak amacıyla ilgili kişiden bir veri talep ederken, veri sorumlusunun kendisine “İlgili kişi verisini topladığımı biliyor mu?”, “Bu verileri nasıl kullanmayı planlıyorum?”, “İlgili kişi verisini neden topladığımı biliyor mu?”, “Verileri toplamak zorunda kalmadan bu amaca ulaşmanın bir yolu var mı?”, “Amaca ulaşmak için verilere ne kadar süreyle ihtiyacım olacak?” sorularını sorması ve buna göre verileri toplayıp toplamayacağına karar vermesi, toplayacaksa da kullanacağı amaç ve süreyi belirlemesi gerekmektedir.
Daha FazlasıTarih boyunca insanın onuru, şerefi, saygınlığı hukuk düzenleri tarafından korunmuştur. Fakat zamanla bu koruma biçimi değişiklik gösterniştir. Örneğin ilk zamanlar, Roma’yı örnek verecek olursak bu değerler özel hukukça korunup sabit kurallarla düzenlenirken zamanla ceza hukuku ile korunmaya başlanmıştır. Günümüzde bireyin saygınlığını korumaya yönelik hükümler, TCK’nın ikinci kitabında, “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmın sekizinci bölümünde koruma altına alınmıştır. Bu bölümün başlığı “Şerefe Karşı Suçlar”dır ve bu suçların düzenlenme amacı kişinin manevi varlığını korumaya yöneliktir.
Daha FazlasıTahliye Taahhütnamesi; kiracının kiraya verene, halihazırda kiracı sıfatıyla bulunduğu/ kullanımında olduğu kiraya verene ait taşınmazı “herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın, kayıtsız ve şartsız olarak tahliye edeceğine” ilişkin verdiği yazılı bir belgedir.
Daha FazlasıBir suç işlenildikten sonra işlenilen suçun niteliği ve verdiği zarar göz önüne alınmadan direkt mahkeme yoluna gidilmesi, maddi tasarruf ve zaman kaybı bakımından her zaman mantıklı olmayabilir. İşte tam da bu noktada Ceza Muhakemesi nezdindeki alternatif bir çözüm yöntemi olan Uzlaşma/Uzlaştırma Kurumu devreye girmiştir.
Daha Fazlası